Demokrat Parti Dönemi ve 1960 Askeri Darbesi

Demokrat Parti Dönemi ve 1960 Askeri Darbesi

128. 1950’de yapılan seçimlerden büyük zaferle çıkan DP hükümeti, Washington’ın gözüne girmek ve Türkiye’nin yeni kurulan NATO ittifakına dahil edilmesi amacıyla, iktidara gelmesinin üzerinden iki ay geçmeden Kore Savaşı’na asker gönderdi. Böylece, 1952’de NATO’ya katılmasından Sovyetler Birliği’nin dağıtılmasına kadar Türkiye, SSCB liderliğindeki Varşova Paktı’na karşı ABD emperyalizminin Ortadoğu’daki bir siperi ve ileri karakolu haline geldi.

129. Kore’ye asker gönderilmesine karşı bir kampanya yürüten TKP, 1951 yılında büyük bir tutuklama dalgasıyla karşılaştı. TKP’nin başlıca liderlerinin ve çok sayıda üyesinin tutuklandığı bu operasyon, partiyi büyük ölçüde felç etti.

130. CHP iktidarının son yıllarında açtığı yolu takip eden DP hükümeti, ekonomik planlamayı terk ederek hızlı yabancı yatırım teşvikleri ve serbest piyasa politikasını uygulamaya koydu. Marshall Planı, artan emtia ve sermaye girişi ve altyapı yatırımları sayesinde Türkiye kapitalizmi 1950’lerde yaşam standartlarının iyileşmesine yansıyan hızlı bir büyümeye tanık oldu.

131. 1950’lerin ortalarına gelindiğinde, altyapı yatırımlarına, yabancı sermaye girişine ve kredilere dayalı hızlı ekonomik büyüme, ödemeler dengesi krizine neden oldu. İzlenen politikalar yüksek enflasyon oranlarına, kritik mallarda kıtlığa ve zayıf ekonomik kalkınmaya yol açtı. DP hükümeti krize, 1958 yılında Türk lirasının devalüe edilmesi de dahil olmak üzere “istikrar tedbirleri” ile karşılık verirken, artan toplumsal muhalefete karşı giderek otoriterleşen önlemler aldı.

132. İç pazara yatırım yapmak ve dış rekabete karşı korunmak isteyen Türk sanayi burjuvazisi de mevcut durumdan son derece rahatsızdı. 27 Mayıs 1960’ta Milli Birlik Komitesi adı verilen bir grup subay DP hükümetini devirdi ve NATO’ya ve Batılı müttefiklere bağlılığını ilan etti. Sonraki on sekiz ay boyunca iktidarda kalan askeri cunta, DP’nin önde gelen liderlerini anayasaya aykırı yönetim ve vatana ihanetten yargıladı. Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildi.

133. Stalinistler, çoğunlukla, 27 Mayıs darbesine ve onu gerçekleştiren ordu subaylarına “ilerici” bir rol atfettiler. 1920’lerden itibaren Stalinist harekette önde gelen bir rol oynayan Hikmet Kıvılcımlı, 28 Mayıs’ta Milli Birlik Komitesi’ne gönderdiği kutlama telgrafını “İkinci Kuvayı Milliye Gazanız kutlu olsun. Gerçek demokraside Allah yanıltmasın” sözleriyle bitiriyordu.[1] 1961’de kurulan yasal Türkiye İşçi Partisi’nin liderlerinden biri olacak olan Behice Boran, 28 Haziran 1960’ta cunta lideri Cemal Gürsel’e yazdığı mektupta “Tanzimat’tan bu yana memleketimizin sosyal-politik gelişmesinde İstiklâl Savaşı ve Atatürk inkılaplarından sonra ikinci büyük hamle” olarak nitelediği askeri darbeye desteğini ilan etti.[2]

134. Bu destek, 1952’de Mısır’da genç subayların, 1958 yılında ise Irak’ta Albay Kasım’ın krallığı devirerek burjuva ulusalcı programları yaşama geçirdiği ve SSCB’ye yakınlaştığı koşullarda veriliyordu. Hem Mısırlı hem Iraklı Stalinistler “iki aşamalı devrim” teorisi doğrultusunda bu darbelere ve Arap burjuvazilerine ilerici bir rol atfettiler. Türkiye’de de “milli burjuvazi”ye, Kemalizme ve orduya ilericilik atfeden bu Stalinist anlayış, 1960’ların sonunda gelişen sol öğrenci hareketinde önemli bir rol oynadı.

135. Aynı dönemde ABD’deki Sosyalist İşçi Partisi (SWP) de sömürge ve yarı sömürge ülkelerde bağımsız Troçkist partilerin inşasına ve sürekli devrim programına karşı Stalinist politikaya ve burjuva milliyetçi hareketlere uyarlanan Pablocu “Uluslararası Sekreterlik” ile ilkesiz bir yeniden birleşme yolundaydı.


[1] Hikmet Kıvılcımlı, İkinci Kuvayimilliyeciliğimiz (Milli Birlik Komitesi’ne İki Açık Mektup) (İstanbul: Derleniş Yayınları, 2008), s. 13. Kuvâ-yi Milliye, 1918-19’da Anadolu’nun işgaline karşı ortaya çıkan yerel silahlı direniş milisleriydi.

[2] Behice Boran, Yazılar, Konuşmalar, Söyleşiler, Savunmalar, Cilt 3, (İstanbul: Sosyal Tarih Yayınları, 2010), s. 2329. Hazırlayan: Nihat Sargın.